2 yılda yapımı tamamlanan fabrikanın açılışı 2 Şubat 1938 tarihinde gerçekleşti. Merinos fabrikasının açılışında bir de ilk yaşandı. Alışılmışın dışında açılışta bir kurdele kesilmedi. Atatürk, Sümerbank Genel Müdürü Nurullah Esat Sümer tarafından kendine takdim edilen anahtarla fabrikanın kapısını açarak açılışı gerçekleştirdi.
2Şubat 1938 tarihinde şahsen açılışta bulunan Ulu Önder’in fani ömrünün sonlarına yaklaştığını hatırlamak gerekir. Yorgun bedeni millet ve memleket sevgisiyle o soğuk şubat gününde bile yanmaktadır.
Kurduğu cumhuriyetin köklerinin bütün vatana yayılması için Merinos gibi nicelerine ihtiyaç vardır. Belki de ondandır Ata’nın yollara düşmesi. Bu çabayı bir miras gibi bırakması, fabrikaların birer kale olarak vatanın bağrını koruyacağını bilmesindendir. 2 Şubat 1938’de, Bursa’da ebedi sevgilisi olan halkıyla kucaklaşan Atatürk’ün mutluluğu milletinin refahında gizlidir.
Atatürk’ün milli mücadeleden kalma otomobili soğuk bir günün akşam üstüsü Gemlik yönünden Bursa’ya girdi. Gemlik’e Suni İpek Fabrikası’nın açılışı için birkaç gün önce gelen Atatürk, bu kez kuruluş emrini verdiği bir başka fabrikanın daha açılışını yapmak için Bursa’ya geçiyordu. Atatürk bir ara yanında oturan İktisat Vekili Celal Bey’e döndü ve “Bayar bak.
Bu güzel memleket, bu temiz yürekli halk, müstevlilerin ayakları altında bırakılabilir miydi?” dedi. Bunun üzerine Celal Bayar başını Ata’ya doğru çevirdi ve dedi ki “Kalpler birleşmiştir paşam. Millet şefini seviyor, şef milletini seviyor. Ben ancak bu sevgililer için ezeli saadetler dilerim.” Saat, Büyük Şef ’in kösteklisinde tam 16’yı gösteriyordu ki otomobil fabrikanın önünde durdu. Muazzam bir kalabalık vardı.
Atlılar otomobilin etrafında tur atıyor, kılıç kalkan ekibi cenge hazırlanır gibi gösteri yapıyordu. Sabah dokuzdan beri fabrikanın etrafına akın eden millet “Ebedi sevgilisinin” geldiğini duyup çalkalanmaya başlamıştı. Şubat ayının ikisinde Bursa buza kesmişti. Paşa yerine geçti, törenin başlaması için direktifi verdi. Merinos fabrikasının resmi açılış küşadı (töreni) başladı.
Celal Bayar’ın nutku
Celal Bayar kürsüye çıktı ve milletin bağrında bir çiçek gibi açan Merinos fabrikası ile ilgili nutkunu söylemeye başladı: “Merinos fabrikası hükümetimizin birinci beş yıllık kalkınma planında yer alan en mühim müesseselerden biridir.
Bundan iki sene evvel Atatürk rejiminin büyük evladı İsmet İnönü’nün eli ile temeli atılmıştı. Bugün ise açılış saadetini birlikte idrak ediyoruz. Merinos fabrikası bu vatana üç buçuk milyona mal olmuştur. İptidai madde (hammadde) olarak kullanacağı eşya ve maddenin senevî yekûnu iki buçuk milyon kilodur. Bunun içinde tiftik 150 bin kilodur. Başlıca kullanacağı madde iki milyon kilo merinos yünüdür. Fabrika üç ekiple aralıksız çalışma kudretini haizdir. Her ekipte 550 kişi bulunacaktır.
Böylece bu fabrika bin 650 vatandaşa ekmek verecektir. Fabrikanın endüstri hayatımızdaki kıymetini tebarüz ettirmek için bir noktaya nazarı dikkatinizi celp ederim. İyi mal çıkarmak için iyi iptidai malzeme kullanmak gereklidir. Şimdiye kadar bizi memnun etmeyecek kumaşlar yapılmamışsa, sebebi ipliklerinin hariçten gelmiş olmasıdır. İşte bu fabrika bu vaziyeti ikmal edecektir.”
Bayar bu noktada başını okuduğu nottan kaldırdı ve genç cumhuriyetin kalkınma hamlesinin en özel yönünü anlatmaya başladı. Bu yön devletin milleti ile birlikte kalkınma planı yapmış olması idi. Merinos fabrikası aslında gereken hammaddeyi ithal edebilir, hemen üretimi maksimum seviyeye çıkarabilir ve kâra geçebilirdi.
Bunun yerine yalnız bugünü değil geleceği sağlama alma yolu tutulmuştu. Celal Bayar bu hususu aynen şu cümlelerle aktardı: “Merinos yününe sureti mahsusada işaret ediyorum. Fabrikayı kururken mütehassıslar iptidai maddenin yarısını hariçten getirmeyi salık veriyordu.
Fakat müstahsil (üretici) buradan zarara uğrayacaktı. Çünkü bizde merinos gayet az yetişiyordu. Onun için asıl olarak Bursa’dan Çanakkale’ye kadar olan bu mıntıkayı merinos mıntıkası ilan ediyoruz. Baytarlarımız milletimize ve memleketimize karşı mühim bir vazifeyi deruhte edecek.
Merinos istihsalatını (üretimini) çoğaltmak lazımdır. Bu fabrikanın ihtiyacı olan iptidai maddenin hepsini yetiştirdiğimiz zaman iki milyon merinos parası bu memlekette kalacaktır. Bu nokta üzerine nazarınızı çekmek ve müstahsilimizi (üreticiyi) vatana daha fazla hakim olmaya davet etmek isterim.”
Milli bankaların desteği ile kurulan milli fabrikalar
Celal Bayar’ın nutkundan anlıyoruz ki cumhuriyet bu güzide tesisi yalnızca devlete kazandırmak için değil millete kazandırmak için kurmuştu. Cumhuriyetin ilk 15 yılında Anadolu’nun bütün şehirlerinde bir seferberlik halinde süren yatırımları desteklemek için kurulan İş Bankası gibi yerli bankalar sayesinde nerede hangi potansiyel varsa orada bir fabrika hayata geçirildi.
Alpullu, Uşak, Turhal ve Eskişehir’de şeker fabrikaları, Nazilli’de basma, Malatya, Kayseri ve Ereğli’de bez fabrikaları, Zonguldak’ta taş kömürü, Isparta’da gül yağı fabrikası gibi bölgenin ne potansiyeli varsa ona uygun bir fabrika kuruldu.
Ayrıca genç cumhuriyetin ihtiyaç duyduğu şişe ve cam için Paşabahçe, silah ve mühimmat için Kırıkkale, kağıt ihtiyacı için İzmit kağıt fabrikaları hayata geçirildi. Cumhuriyetin kurulması ile Atatürk’ün ebediyete intikali arasında Türkiye’de toplam 46 tesisin temel atma töreni ya da açılışı gerçekleştirildi. İşte bütün bu yatırımları finanse etmek içinse 1924’te Türkiye İş Bankası, 1925’te Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası ve 1926’da Emlak ve Eytam Bankası kuruldu.